Daha önceki yazımda Leonardo Da Vinci üzerinden sanatta dsiplinler arası yaklaşıma değinmiştim. Bu yazımda ise sanatın önemli bir kolu olan müzikte gözlemleyebildiğim kadarıyla bu uygulama biçimine değinmeye çalışacağım. Bu uygulamayı müziğinde başarılı bir şekilde uygulayan sanatçılardan biri CloZee lakabıyla tanınan gerçek ismini bulamadığım kadın bir sanatçı. CloZee, eserlerinde yaratıcı bir sentez yeteneğiyle doğu folk müziğiyle günümüzün elektronik müzik ritimlerini ustaca kaynaştırıyor. Özellikle japon kültürünün izlerini daha yoğun gördüğümüz eserlerinde japon geleneksel telli müzik aleti koto ve yine japonya'nın gelenksel flütü olan Shakuhachi etkileri yoğun olarak hissediliyor tabi eserleri sadece bu enstümanlarla sınırlı kalmıyor orta asya türklerinin kendine has müzik aleti ağız kopuzunda klarnete kadar enstrüman kullanımında zengir bir repartuara sahip. Yaratımlarının ben de hissetirdiği duygular doğu kültürünün etkisiyle mistizim ruhanilik ve bazen de bunlara tezat oluşturacak şekilde kullandığı hızlı kıvrak elektronik ritimlerin etkisiyle neşe ve eğlence. Şuan için değeri pek fazla bilinmese de ilerde adını daha da sık duyacağımıza inandığım değerli bir sanatçı olan CloZee'nin bir kaç beğendiğim eserini sizlerle sunayım:
Clozee-Secret Place
Clozee-Spiral
Clozee-Koto
Clozee-Lonely Island
Clozee-Evasion
Cloze-Focused
Barbatuques – Baiana (CloZee Remix)
Bonus: Bunlara ek farklı türlerin sentezini en iyi gözlemlediğim bazı parçalar.
1)Epica-cry for the moon: baş solistin opera sanatçılarını andıran meleksi sesi ve ona eşlik eden orkestrası onun karşısında yardımcı solistin brutal vokali ve ona eşlik eden metal guruplarında görmeye alışlın olduğumuz gitar solosu. Şeytan ve Meleğin karşılıklı atışmasını anlatan bu eserde ancak böyle birbirine tamamen zıt iki türün kullanılmasıyla bu kadar mükemmel oluşturulabilirdi.
2)Sting-Desert Rose:Batı popuyla arap ezgilerinin mükemmmel birleşimi
Genelde en zevk aldığım parçalar hep birkaç farklı kültütün veya dsiplinin izlerini taşıyan parçalar olmuştur. Umarım paylaştığım parçalar sizde de bende uyandırdığı hisleri uyandırmıştır. Müzik ve Sanatla Kalın Hoşçakalın
Son zamanlarda eğer bilim ve teknolojiyi takip ediyorsanız Bu alanlarda dsiplinler arası yaklaşımın gittikçe önem kazandığını görmüşsünüzdür. Artık mühendislik dahil bir çok alanda farklı dsiplinlerin sentezi şeklinde bir yaklaşım günümüzün hızla büyüyüp gelişen dünyasına yeni bir soluk getiriyor: Makine mühendisliğinin tıp ve sinir bilimiyle birleşiminden akıllı vücudu koruyan yapay katil hücreler üretilirken. Mimarlık ve Biyomühendisliğin sentezinden çevreyle doğal olarak uyumlu yapılar inşa edilmekte. Peki size bütün bunların yeni bir yaklaşım gibi gözüksede aslında Yıllar önce Büyük sanatçılar tarafından zaten uygulanmış olduğunu söylesem. Bu yaklaşımı en eskilerden kullananlardan biri Rönansans döneminin büyük Dahisi Leonardo Da Vinci den başkası değildi. Bir çoğumuz onu ünlü tablosu Mona Lisa ile tanımışızdır veya eğer benim gibi mühendisliğe ilginiz varsa yaptığı çılgın makinelerden. Aklıza direk iyi de bu adam dsiplinler arası yaklaşımı nasıl kullandı resim yaptı bu sanat makineler yaptı bu da makine mühendisliği işte değil mi? sorusu gelebilir ama bütün ustaca üretilmiş eserlerde olduğu gibi sırlarını onu sadece derinlemesine inceleyenlere açıyor. Usta ressamın sanat yaşamına ve eserlerinin niteliğine baktığımızda 2 önemli şey dikkat çekiyor Leonardo'nun tabloları bakan kişiyi adeta yaşayan birine bakıyormuş gibi içine alıyor ve mükemmel bir gerçeklike sarmalıyor. hatta öyle bir seviyede ki Leonardo'nun kadın çizimlerindeki dudaklar okadar gerçekçi ve güzel ki Tarihi kaynaklarda bir çok erkeğin bu güzelliğe karşı koyamayarak toblodaki kadınları öpmeye çalıştığı yazar. Peki bu gerçekciliği ne sağlamıştır Tarihi kaynaklarda ayrıca Leonarda Da Vinci'nin tablolarında yüzlerdeki gerçekçiliği vücut çizimlerindeki canlılığı gerçekçi bir şekilde aktarabilmek adına İnsan anatomisini daha iyi anlamasına yardımcı olması amacıyla o dönemin tıp eğitimi için kullanılan deneysel morglarında çalışmıştır. Orada insanı oluşturan kas dokularını yüze canlılığını veren deri tabakayı ve altında yüze al bir görünüm veren damar tabakayı tam anlamıyla kavramış ve tablolarına hayat vermek için kullanmıştır. Bunu tablolarını günümüzde röntgen benzeri bir cihazla tablonun oluşum katmanlarını inceleyerek anlayabiliyoruz Leonardo tablolarında adeta bir insanı onu oluşturan dokularını yaratırcasına çok katmanlı bir boyama tekniğiyle oluşturmuştur. kısaca anotimi ve tıp bilgisini sanat becerisiyle harmanlamıştır. Ayrıca Leonardo bir doğa bilimciydi Tabiatda ki hayvanları detaylıca inceler anatomilerini öğrenir hareket mekaniklerini derinlemesine araştırırdı bunun etkilerini hem tablolarındaki detaylarda(sık olarak dini resimlerde kullandığı melek kanadı çizimleri doğadaki kuşlardan ilham almıştı) gördüğümüz gibi tasarladığı makinelerde de izlerine rastlayabiliyoruz. Bir kaç beğendiğim örnekle yazımın bu kısmın noktalıyorum 2. bölümde müzikte dsiplinler arası yaklaşım nasıl kullanımış bu inceleyeceğim sanatla ve müzikle kalın.
Bu hayatta entellektüel olarak en keyif alldığın şey ne diye sorsalar hiç düşünmeden kimsenin göremediği ayrıntıları farketmek derim. Neden bilmiyorum ama bir eserde bir olayda veya bir insanda çoğu kimsenin gözünden kaçan ince bir detayı farketmek bana her zaman için mükemmel bir haz vermiştir tabi bu hazı sonrasında biraz gurur ve Doğaya ve İnsalara duyduğum hayranlık izler.
Size bugün yine bu hayralığımı tetikleyen basit bir olayı aktaracağım. Spor salonuna gitmek için dışarı çıktığım sıradan bir günde tam spor salonuna varmak üzereyken spor çantamda eşofman altımın olmadığını farkettim. Geri dönmek için çok geçti bugünlük sporun iptal olduğunu düşünürken az önce arabamla seyyar bir satıcının önünden geçtiğimi hatırladım sorunuma çözüm olması umuduyla satıcıya doğru yöneldim.
Seyyar satıcı 50 li yaşlarda gayet dinç duruşlu ve ona doğru yönelmemle insaları direk etkisi alan seyyar satıcı jargonuyla konuşup aradığım ürünü hemen bulup getirdi ve bir yandan ürünümü getirip paketlerken bir yandan benimle muhabbet ediyor ve benim hakkımda birşeyler öğreniyor tabi muhabbeti uzatma çabası ve ürünü paketlerken ki acelesiz yavaş tavırları dikkatimden kaçmıyordu. Hatta bir ara yalan olduğuna %90 emin olduğum amacının sadece muhabeti uzatmak için olduğunu anladığım şuna benzer bir cümle kurdu "benim oğlumda seninle aynı üniversiteyi bitirdi ama iş bulamadı ülkede iş imkanı kalmadı" ben bir yandan ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıp bir yandan sessizce dediklerini onaylarken satıcının yanına bir kaç CHP'li aydın teyze arketipine uygun bir kaç kadın geldi. Seyyar satıcı özel muhabbet yeteneğiyle onlarla da bir anda muhabbete başlamıştı. Ben yavaştan ürünümü alıp borcum ne kadar diyip ufak bir pazarlık yaparak ortamdan uzaklaşmak üzereyken satıcı gideceğimi sezmiş gibi iç güdüsel olarak bana eliyle hafifçe dokunarak bekle sana bir şey anlatacağım diyerek daha ona borcum ne kadar deme fırsatını bile vermeyerek tekrar teyzelere döndü: Her birine ayrı ayrı laf yetiştirmesi bir yandan ürünlerini sergilemesi usta bir orkestra şefinin koroyu yönetmesi gibiydi merakımdan bir yandan da hayranlığımdan biraz daha beklemeye razı oldum sonra satıcı bir anda teyzelere beni işaret ederek bakın bu genç şu üniversiteden mezun ama iş bulamıyor yazık değil mi diyerek onay bekler şekilde Teyzelere baktı CHP'li tezyeler hemen hükümete gömmeye dünden razı şekilde onaylayıp satıcıyla hemfikir oldular zaten ekonomi işsizlik ve gündem üzerinden devam eden muhabbetin formatına uygun bir şekilde yardımcı oyuncu olarak muhabbete dahil edilmiştim ve Bu arada satıcıya işsiz olduğumla ilgili bir şey söylememiştim hatta daha mezun bile değildim halen öğrenci olduğumu biliyordu açıkca yalan söylüyordu. İçimden durun lan ben öğrenciyim ne ara beni ana haber sokak spikerlerinin mikrofon uzattığı iş arayan umutsuz eğitimli gence dönüştürdün demek gelse de (ki itiraz etsem ne olucak muhtemelen o ateşli hükümet eleştirme odaklı tartışmaya bir şekilde meze olmaya devam edecektim) kafam da bir ışık yandı satıcının bu kendini yırtarcasına çabası bir kaç önemli pazarlama fenomeniyle satıcıya büyük fayda sağlıyordu: Birincisi müşterilerin tezgahta daha uzun süre zaman geçirmelerine sebep oluyordu ki bu pazarlama uzmanlarının keşfettiklerinde evraka dedikleri bir fenomenle satıcıya hizmet ediyordu "bir ürünle ilgilenen insan sayısı arttıkça diğer insanlarında ilgisi o ürüne kayar" Türk kadınlarını %98 bu ürünü tercih ediyor tarzı reklam sloganları tanıdık geldi mi?
(Pazarlama da Sosyal Kanıt olarak geçiyordu yanlış hatırlamıyorsam)**Şu bir gerçek ki yaptığımız tercihlerin temelinde ihtiyaçlarımız yatıyormuş gibi gözükse de bizi o tercihlere yönelten şey diğer insanların daha önce yaptıkları tercihleri taklit etmemizdir. İşte duruma ‘sosyal kanıt‘ adını veriyoruz.**kaynak:https://pazarlamasyon.com/dijital-pazarlamacinin-en-degerli-besin-kaynagi-sosyal-kanit/
Tezgahının önüne olabildiğince kişi toplayıp mümkün olduğunca uzun zaman tutarak başka kimseleri de tezgahına çekiyordu zaten chp' li teyzelere katılan kişi sayısı çok geçmeden arttı. Bu uyguladığı yöntem ek olarak sürekli bir onaylama almasına sebep olacak sorular sorup bir yandan Karşıdakini de onaylarken müşteri-satıcı ilişkisi yerine daha çok aynı gemide yol alıyoruz tarzı yoldaşlık kader ortaklığı bağı gibi daha derin bağlar kuruyordu tabi bu kuşkusuz satışlarına yansıyordu. Birçoklarına göre belki samimiyetsiz gelebilir ama benim için yaptığı şey bir sanattı evet makyevelist bir yanı olabilir ama müşterileriyle bu ilişkisinde mutalist bir karşılıklı bir fayda da vardı Teyzeler hükümete olan öfkelerini kusup stres atıp rahatlıyorlar ve konuşma ihtiyaçlarını giderip satıcının yanından mutlu bir şekilde ayrılıyorlardı ve ben de Algılarımı açık tutmanın mükafatını çok değerli ve keyif verici şeyler öğrenerek alıyordum ve bu deneyimi internet aleminde yazıya aktararak ölümsüzlüğe taşıyordum. satıcının yanında bu güzel deneyimi yaşadıktan sonra satıcıya bana bilinçsizce de olsa öğrettiği bu değerli bilgiler için teşekkür etmek adına normalden 5-6 dk daha fazla bekleyerek ürünlerini inceleyip oyalanıyorum en sounda aldığım ürünün ücretini hiç pazarlık yapmadan ödeyip sakince ayrılmaya çalışırken satıcı yine koluma yapışıp "bekle bak sana ne diyeceğim şimdi" diyor bir yandan etrafında toplanan kalabalığa ürün yetiştirmeye çalışırken satıcıya hafıfçe gülümseyip abicim zaten burda kalıp kalabalık ederek sana yeterince yardımcı olmadım mı diyorum. Satıcı numarası açığa çıkmış oyunbazın hafif pişkin bıyık altından gülümsemesiyle bana bakıp nihayet gitmeme saygı ve kurnaz bir umursamaz bir tavırla izin veriyor. Ben de keyifle spor salonuma bu yeni öğrediğim deneyimle gidiyorum.
Neler Öğrendim:
1)Algıların açık olduğu sürece her insandan statüsü ve yaşı ne olursa olsun bir şeyler öğrenebilirsin
2)Yeni şeyler öğrenmeni ve farketmene katkıda sağlayan algı ve gözlem gücünden ayrı olarak konu hakkındaki bilgin de önemli yukardaki örnek olayda pazarlama konusunda bilgim olduğu için bunu farketmem daha kolay oldu yani öğreneceğin şeylerin sınırı konu hakkında bilgin oluşturuyor. Eminim algıları açık bir tüketici psikolojisi uzmanı çok daha farklı şeyler gözlemleyip öğrenirdi.(bu öğrenme biçimi beynin bağlantı kurma sistemiyle gerçekleşiyor kendime not bu konuda araştırma yap ve yazı yaz)
3)Günlük hayatta her durumdan algıların açık olduğu sürece ve gözlem yapmaya istekliysem bir şeyler öğrenebilirsin ve bana göre acayip keyifli bir şey buna daha fazla odaklanmalısın.
Ben her zaman Tanrı'nın çok sevdiği bir kulu olduğuma inandım. Neden bu kadar sevildiğime inadığım ise ne zaman hayatımda bazı şeyler ters gitse ve ben içten bir şekilde nedeni merak etsem evrenin yaratıcı enerjisi sanki başka insanların suretinde benimle konuşur yahut kütüphanemden seçtiğim rastgele bir kitabın rastegele bir sayfasında sorularıma yanıt olur. Yine bazı şeylerin benim için iyi gitmediği bir günde sorularıma cevap ararken alışkanlık olarak kütüphanemden rastgele bir kitap seçip sorularıma cevap ararcasına öylesine bir sayfayı açtım. seçmiş olduğum kitap yaklaşık 1 yıl önce okumuş olduğum bende pek de fazla etki uyandırmayan Mark Manson'un yazmış olduğu Ustalık gerektiren kafaya takmama sanatıydı 1 yıl önce kitabın bestseller olmasından dolayı gereksiz bir önyargıyla okumuştum ve rastgele açmış olduğum veya bana açtırılmış olan sayfa da yazanlar ise tam olarak sıkıntılarımın kaynağıydı. sayfa 81 ve direk gözüme takılan Boktan değerler başlığı hemen dikkatimi çekmişti devam eden 3-5 sayafayı bir solukta okumuştum. Kısaca kitaptan özet bir şekilde alıntı yaparak ne anlattığını göstereyeyim:
BOKTAN DEĞERLER
Bir avuç ortak değer yargısı insanlara berbat sorunlar yaratır; çözümü pek mümkün olmayan sorunlar. Hızlıca bunların bazıları üzerinden geçelim:
1)HAZ.haz harikadır, ama hayatımızın önceliği olmak için berbat bir değerdir...haz yanlış-iyidir. Araştırmalar gösteriyor ki enerjilerini yüzeysel hazlara odaklayanların daha kaygılı, duygusal açıdan dengesiz ve depresif olduklarını gösteriyor.
Yine de bize 7/24 pazarlanan şey hazdır kafayı taktığımız şeydir. Kendimizi hazla uyuşturur, dikkatimiz hazla dağıtırız. Haz belli dozlarda gerekliyse de, tek başına yeterli değildir.
haz mutluluğun nedeni değil, sonucudur. Diğer şeyler doğruysa (diğer ölçütler ve değerler), yan ürün olarak haz otomatik bir biçimde elde edilir.
2)MADDİ BAŞARILAR. .... Maddi başarıya fazla değer vermenin bir başka boyutu da, maddiayatı dürüstlük, barış yanlısı ve şefkatli olma gibi başka değerlerin önüne geçirmektir. İnsanlar kendilerini davranışarıyla değil sahip oldukları statü sembolleriyle ölçmeye başladıklarında, bu sadece sığ olmaları değil sevimsiz insanlar olmaları anlamına da gelir.
3)HER ZAMAN HAKLI OLMAK.... Öz-değerlerini sürekli her konuda haklı olmak üzerine kuranlar yaptıkları hatalardan bir şeyler öğrenme olanaklarını yok ederler. Yeni perspektifler kazanmayıp başkalarıyla empati ve duygudaşlık kuramazlar. Zihinlerini çok değerli olan yeni bilgi ve tecrübelere kapatırlar. Cahil olduğumuzu ve pek bir şey bilmediğimizi varsaymak çok daha faydalıdır.
4)SÜREKLİ POZİTİF OLMAK. Yaşamlarını hemen her şey hakkında pozitif olmakla ölçenler vardır. İşinizi mi kaybettiniz? Şahane Tutkularınızı keşfetmek için bir fırsat işte.Kocanız sizi kardeşinizle mi aldattı? Neyse, en azından çevrenizdeki insanlara ne ifade ettiğinizi öğrenmiş oldunuz. Çocuğunuz boğaz kanserinden ölüyor mu? Artık özel okul parası vermeyeceksiniz!
"Her şeyi pozitif tarafından görmek" gibi bir şey zihnimize sürekli ucuz kişisel gelişimciler tarafından pompalansada gerçek şu ki hayat bazen berbattır ve yapabileceğiniz en sağlıklı şey de bunu kabul etmektir.
Negatif duyguları inkar etmek daha derin ve daha uzun ömürlü negatif duygulara ve duygusal işlev bozukluğuna neden olur. Sürekli pozitif olmak hayatın sorunları için geçerli çözüm değil, bir inkar biçimidir doğru değerleri ve ölçütleri seçerseniz bu sorunlar size zindelik, kuvvet ve şevk verebilir.
Aslında söyle düşünmek daha sağlıklı ve basittir:İşler ters gidebilir, İnsanlar bizi üzer, kazalar olur. Bu gibi şeyler kendimizi bok gibi hissetmemize neden olur. Bunda bir sorun yoktur. Negatif duygular duygusal sağlığın gerekli bir bileşenidir. Bu negativiteyi inkar etmek sorunları çözmek yerine ebedileşirmektir. Negatif duygularla ilgili püf nokta şudur: 1)onları sağlıklı bir şekilde ifade edin 2)onları değer yargılarınızla aynı çizgide ifade edin..... Hayatımızın
en anlamlı anları acı, mücadele, hatta öfke ve umutsuzluk barındırırlar ama bir kez üstesinden geldik mi, geriye döner ve torunlarımıza nemli gözlerle neler başardığımızı anlatırız.
Freud'un bir zamanlar söylemiş olduğu gibi bir gün geriye dönüp baktığımızda mücadele günlerimizin en güzel günlerimiz olduğunu göreceksiniz. bu nedenle, bu değer yargıları -haz, maddi başarı, her zaman haklı olmak, sürekli pozitif olmak insan yaşamı için yetersiz ideallerdir. Bir insanın yaşamının en yüce anlarından bazıları tatsız, başarısız, bilinmedik ve negatiftir.
Önemli olan iyi değer yargılarına ve ölçütlere sahip olmaktır, haz ve başarı bunların doğal sonuçları olarak ortaya çıkacaktır. Bunlar iyi değer yargılarının yan etkileridir. Tek başlarına boş ve eksiklik halleridir.
İyi değer yargıları: 1)Gerçeklere Dayanırlar 2)Sosyal açıdan yapıcıdırlar 3)Anlıktırlar ve Kontrol edilebilirler Kötü değer yargıları: 1)boş inaçlara dayanırlar 2)sosyal açıdan yıkıcıdırlar 3)Kontrol edilebilir değildirler
İyi değer yargılarına bazı örnekler: Dürüstlük, Yenilikçilik, Kendi ayakları üzerinde durma, başkalarına destek olma, öz-saygı, yardımseverlik, alçakgönüllülük, Yaratıcılık kötü değer yargılarına bazı örnekler:Manipulasyon ve şiddet aracılığıyla baskınlık , ayrım yapmadan seks peşinde koşmak, sürekli kendini iyi hissetmek, sürekli odak merkezi olmak, yalnız kalamamak, herkes tarafından sevilmek, sadece zengin olmak için zengin olmak iyi, sağlıklı değer yargılarına içten erişildiğini fark etmişsinizdir. Yaratıcılık, Alçakgönüllülük gibi şeyler hemen şu anda deneyimlediğimiz şeylerdir ve bunu yapabilmek için zihninizi belirli şekilde yönlendirmek yeter kötü değer yargıları çoğunlukla dış olaylara bağlıdır sürekli haklı olduğunuzun söylenmesi bahamalarda ev sahibi olmak. Kötü değer yargıları, bazen eğlenceli ve zekli olsalarda, sizin kontrolünüz dışındadırlar ve istediklerinizi elde edebilmek için sık sık sosyal olarak zararlı ve boş inançlı davranışlarda bulunursunuz. Değer yargıları öncelik vermekle ilgilidir. Herkes lezzetli bir tatlı ya da bahamalarda bir ev sahibi olmayı ister. Mesele önceliklerinizdir. Her şeyden çok öncelik verdiğiniz değer yargılarınız karar verme mekanizmalrınızı her şeyden çok etkiler. Değer yargılarımız yetersizse, başkaları ve kendimiz için koyduğumuz standartlarda yetersizdir, hiçbir önemi olmayan şeyleri kafaya takarız, bunlar hayatımızı kötüleştiren şeylerdir. Ama değer yargılarımız düzeldikçe, daha iyi şeyleri, önemli şeyleri, yaşamımızı düzelten, bize mutluluk ve yan etkisi olarak da haz ve başarı getiren şeyleri kafaya takarız. Kişisel gelişim denilen mesele sadece bununla alakalıdır: Daha iyi değer yargılarına öncelik vermek, kafayı takacak daha iyi şeyler seçmek çünkü daha iyi şeylere aldırdıkça daha iyi sorunlarımız olur. Sorunlarımız iyileştikçe de yaşamımız düzelir Son günlerinde benim için işlerin iyi gitmemesinin sebebini şimdi daha iyi görebiliyordum benim için çekirdek değer olan insanlara yardım etme onlara bir şeyler katma, yaratıcılık, dünyanın güzelliklerine bir şeyler ekleme, Merak gibi değerlerimden gittikçe uzaklaşıyor bencilik ve kibirle yoğurulmuş yeni kötü değerler üzerinden hayatımı idame ettiriyordum ve tabi geri döndüler bu değerlerin süzgecinde geçerek bana ulaşıyordu. Sonuçta hayatta ne verirsem onu alıyordum. Çok şükür ki bir şekilde yanlış yolum bir şekilde bana farkettirildi bu sayede asıl yolumda iyi değer yargılarımla berabe ilerlemeye zaman kaybetmeden devam edebiliyorum. İyi değer yargılarıyla yönetilen bir hayat yaşamanız dileğiyle görüşmek üzere... Neler Öğrendim: 1)Kitapları ve insaları üzerindeki etiketlerle yargılama hemen hemen herşeyden çğrenebileceğin bir şey var 2)Arada bazı şeylerin iyi gitmediğini içinin sıkıldığını hissediyorsan biraz mola ver ve durumunu değerlendir. 3)Bazen öğrenci hazır olunca öğretmenin çıkagelmesi gibi bilgi de o şekilde sana sunulur kitabı 1 yıl önce okuduğumda öylesine okuyup geçtiğim yerler bir daha okuyunca yaşadığım deneyimlerle daha farklı bir anlam kazandı 4)3. maddeye ittafen bir kitaptan bir kişinin faydalanma düzeyi o kişini okuduğu zamana bilgi birikimine bilinç seviyesine kültürüne ve daha sayamadığım yüzlerce değişkene bağlıdır bu sebeple kitabın verdiği kadar okuyucunun ne kadar alabildiği de önemlidir belki eski kitaplarımı tekrardan gözden geçirebilirim Buray kadar okuduysanız size umudu hüznü ve neşeyi bir arada hissettiren şu güzel müzikle uğurlayayım https://youtu.be/QhDv9Gwj5wI https://youtu.be/QhDv9Gwj5wI
1 yıla yakın c2tome kullanım tecrübesinden sonra artık yavaş yavaş analizlerimi ve gözlemlerimi paylaşma zamanımın geldiğine kanaat getirdim. Serime en hızlı ayarladığım buluşmama başlıyorum. Direk mesaj ekran görüntüleri üzerinden yazıma başlayayım.
Klasik spontane bir şekilde biraz farklı merak uyandırıcı bir cevap
Gerçektende o sıralar umursamaz bir kafa yapısındaydım hayatımda gerçekleşen bir kaç olaydan sonra.Ben kaçar dedikten sonra direk uyudum ertesi güne işlerim vardı.
Linkini aldıktan sonra(Bilmeyenler için c2tome de yazan kişi size link yollamadığı sürece onun profiline bakamazsınız anonim olarak kalır) profili hakkında ilk izlenimlerim ortalama bir güzellikte ilgi alanlarına göre de entellektüel seviyesi yüksek birisiydi.
Direk bir şekilde buluşma saatini ve yerini söyledim bazen direk olmak daha etkili oluyor tabi bunu ozaman planlayarak yazmamıştım gerçekten o kafadaydım hatta buluşma saati özellikle onun için orda olacağım saatten ziyade zaten benim o saatte orda olacağım bir saatti.Bu arada gözlemlerime göre kadınlar genelde kolay lokma değilim izlemini vermek için olsa gerek Gelebilirim, Pekala gibi olasılık bildiren kelimeler kullanıyorlar sakın "geliyorsun gerçekten değil mi" tarzı sanki onun gelmesini bekleyen uşak konumda mesajlar atmayın direk zayıflık göstergesidir. Buna ek mesajlarınız kısa ve net olması daha makbuldür+Emoji kullanımını da en aza indirin.
Kızı yaklaşık 10-15 dk bekledikten sonra kız gelmişti ilk dikkatimi
çeken ve bende alaycı bir gülümsemeye sebep olan şey kızın giyimi
ve makyajıydı baya baya süslenmiş makyajını özenle yapmış daha çok gece dışarı çıkmaya uygun bir elbiseyle çıkagelmişti buluşmamızdan sonra ders çalışacağını bildiğimden yüksek ihtimal benim için süslenmişti yani tahmin ettiğim gibi "gelebilirimler pekalalar hep yalanmış :)" ben ise karşısında spordan çıkmış eşorfmanlarımla kahvemin yarısını onu beklerken çoktan içmiş bir şekilde duruyordum tabi bu durum bende zerre rahatsızlık hissi uyandırmıyordu gerçekten o sıralar umursamaz bir kafa yapısına en çok yaklaştığım anlardan biriydi kızı selamladıktan sonra ona bir kahve ısmarladım eforunu ödüllendirmek adına. yaklaşık 30-40 dk lık muhabbetimiz sırasında genelde konuşan o oldu tahmin ettiğim gibi entellektüel seviyesi yüksek sevimli zeki bir kızdı bende cinsel veya duygusal bir çekim uyandırmaktan ziyade daha çok Küçük sevimli Kız kardeş hissiyatını uyandırdı tabi bunda kızın yaşça küçük olmasıda etkili olabilir aramızda 4 yaş vardı. Muhabbet sırasında sıcak kanlı enerjini devam ettirdi bir ara kolundaki dövmeyi göstermek amacıyla bana uzandı kolunu tutup dövmesini incelememden rahatsız olmadı ama genel olarak ona pek ilgi göstermiyormuş olmamı sezmesinden kaynaklı bana şu soruyu sordu eee beni nasıl buldun? kısaca fena değil diyip geçiştirdim çok hafif bir hayal kırıklığı sezdim sonrasında 5-10 dk daha muhabbet ettik konu c2tome den açıldı şu soruyu sordu eee kimlerle görüştün bu zamana kadar c2tome den dedi açık açık baya bir kişiyle görüştüm hatta bazılarıyla aktif olarak görüşmeye devam ettiğimi söyledim tepkisni pek anlayamadım burada sonrasında biraz daha muhabbet ettikten sonra izin isteyip yarınki sınavına hazırlanmak adına mekandan ayrıldı.2 gün sonra c2tome den tekrardan yazdım
öylesine yoklamak için cevap alamadım sanırım aramızda birşey olmayacağını anlamıştı veya benden etkilenmemişti yine de benim arkadaş olarak takılmak isteyeceğim birisiydi sonuçta pek fazla zeka ve kültür seviyesi yüksek kadınla karşılaşamıyorum bu devirde neyse pek sallamayıp nextledim onun sayesinde bazı önemli şeyler öğrenmiştim pek fazla çaba harcamama gerek kalmadan.
Buluşmadan 2 gün sonra en son mesajım bu oldu cevap alamadım ya reddedilmiştim ya da kıza pek umut/ilgi sinyali vermediğimden beni elemişti ne olursa olsun tecrübe tecrübedir reddedildiysemde
hayatım boyunca bir çok defa reddedilme ve başarısız olma durumuyla karşılaşacağım buna alışsam benim için iyi olur duygusal tepki vermeden sadece buradan ne öğrendim ona bakmalı önümdeki mücadelelere odaklanmalıyım hepinize iyi günler.
Hatalar:
1)Kızla buluşma sırasında ilerde görüşmek istiyorsan arkadaş olarak olsa bile telefon numarasını istemeyi unutma bunun aksini yapman kızın gözünde ya korkak ya da baya bir ilgisiz olarak etiketlenme sebep olabilir
2)Normalden hızlı bir şekilde kızla buluşunca konuyu buna getirmem saçmaydı kız bu herifle bu şekilde hiç naz yapmadan buluşan keriz bir benim diye düşünüp irite olabilir.
3)c2tome muhabbeti açılınca dürüst olmak pek mantıklı değil.(Güncelleme dürüstlük kötü bir şey değil sadece sorulmadıkça anlatmaman daha doğru olabilir ya da en iyisi Yunan Mitolojisinde ki favori Tanrım Hermes'in Zeus a söylediği söz gibi bir bakış açkısıyla Yalanı ve Dürüstlüğü tanımlayabilirim "Gerçeği tamamen anlatmanın dışında asla yalan söylemem"
Bugün size daha
önceki ilk aşk deneyimi yazımda az da olsa değindiğim 10/8 lik konferansta ta
tanıştığım kız hakkında yazacağım hatırlatma adına:
"Okulda
düzenlenen seminerlerden birine katıldım kapıdaki stant görevlisi
10/6
lık kıza açılış yaptım kız ilgimi fazla çekmediğinden rahat davranıp oyunumu
oynayarak ilgisini baya çektim sonrasında biraz muhabbet ettikten sonra
seminerin 2. oturumuna girdim çıkışta ilk tanıştığım kız hala stantta
bekliyordu fiziksel olarak pek çekici gelmese de muhabbeti sarmıştı tekrardan
muhabbet etmeye başladık sonradan 1 kız arkadaşı daha dahil oldu onunla da
kaynaştık ve sonradan içlerinde 10/8' lik bir kızın olduğu 3'lü bir kız gurubu
da dahil oldu 5 li kız gurubunun ortasındamuhabbetin merkezinde ben vardın bana olan ilgilerini
hissedebiliyordum(Asıl Pre-Selection buydu) neyse uzatmadan 10/8 liği guruptan
ayırıp kampüste baş başa kalıp samimiyeti ilerlettikten sonra ayrılmaya yakın
benden İnstagramı mı istedi bir daha görüşmek üzere sözleştik(asıl mevzudan
uzaklaşmamak adına pek fazla ayrıntı vermiyorum onu da bir ara yazarım)"
Stand görevlisi kızla ve yanındaki
diğer kızla muhabbet ederken yanıma gelen 3 lü kız gurubun içindeydi Şeyma(bundan
sonra kıza bu isimle hitap edeceğim) yanındaki diğer 2 kızdan daha güzel olmasından kaynaklı
kızların lideri oydu yanındaki kızlardan birisiyle koyu bir muhabbete dalmışken
bana olan bakışlarını ve onun yerine neden arkadaşıyla ilgilendiğimden dolayı
kıskançlığını hissedebiliyordum. Onun la da biraz muhabbet ettikten konferansın
devam eden oturumlarına girmek yerine Okulda biraz yürüyüş yapmak için
konferanstan ayrıldım bu arada kızları tamamen unutmuştum biraz kafayı
dağıtmaya ihtiyacım vardı ve yürüyüş bu konuda yıllardır olduğu gibi bana çok
iyi geliyordu(bilimsel-psikolojik süreç ve yürüyüş) kampüste boş boş dolanırken
karşıdan içlerinde Şeyma'nın da olduğu 3 lükız gurubu geliyordu durup selamladım biraz muhabbetten sonraŞeyma bana okulu birlikte gezme teklifinde
bulundu başka okuldan konferansa gelmişlerdi okulu bilen birisinin
gezdirmesinin iyi olacağını düşünmüşlerdi yersen. Kabul ettimbenim için güzel bir tecrübe olacaktı. Onları
okulda manzarası güzel olan bir yere götürürken aklıma spontane bir şekilde
gelen tuzak bir soruyla gerçekten Şeyma'nın benimle ilgilenip ilgilenmediğini
anlamak istedim sorum şuydu " Stant görevlisi kızı kastederek o niye sizle
değil sizin arkadaşınız değil mİo niye
yanınızda değil" tarzı bir şey dedim Şeyma'nın tepkisi görülmeye değerdi
aniden bozuldu ve öfkeli ve sitemli bir ses tonuyla " Onu çağırsaydın
ozaman"
Dedi duygularını hiç
gizleyemiyorduve aşırı kıskançtı tabi bende saf a yatarak tek başına sıkılmıştır sabahtan akşama
stantda bekliyor kendimi onun yerine koyunca üzüldüm o yüzden demiştim diyerek
kızın anksiyetesini biraz yatıştırdım bu arada içten içe acayip eğleniyordum
sonrasında biraz daha eğlenmek adına konuyu bir daha açıp yine saf a yatarak
stand görevlisi kızla sanırım aranız iyi değil ondan bahsettiğim zaman baya
öfkelendin küsmüsünüz dedim yoo nerden çıkardın diyipyorgundum ondan öyle gelmiştir şeklinde
zayıf bir şekilde inkar etti bir kadına göre hiç iyi yalan söyleyemiyordu ya da
benkendimi bu konularda geliştirmiştim
tabi diğer 2 kız durumu anlamışlardı kendi aralarında gülüşüyorlardı. Okulda
bir yerde çay içerken ben asıl hedefe Şeyma ya olabildiğince ilgimi en az
şekilde gösteriyordumgenelde yanında ki
iki kızla muhabbet açııp konuşurken Şeyma yı pek sallamıyordum bir süre sonra
durumu fazla abarttığımı düşünüp onu da muhabbete dahil edecek sorular sordum
onu muhabbete dahil edene kadar kenarda sinmiş omuzları düşmüş umutsuz bir
şekilde bekliyordu benim biraz ilgilenmemle beraber modu tamamen değişip daha
neşeli bir hal aldı bir süre sonra çay almak için kakltığımda yardıma gerek yok
dememe rağmen peşimden direkgelip sen
beceremezsin şimdi çayları taşımayı diyerek arkadaşlarından izole bir şekide
başbaşa zaman geçirmeye çalıştı(Önemli bir ilgi sinyali) şimdiye kadar yeterince ilgi işareti almıştım
çoktan telefon numarasını istemeliydim fakat ben oyunu biraz daha uzatmaya
kararlıydım. Çay içtikten sonra okulu dolaşmaya başladık tabi Şeyma direk benim
yanımda diğer 2 arkadaşıda Şeyma ya yardımcı olurcasına adımlarını yavaşlatıp
ya da durup fotoğraf çekinip bizi önde başbaşa bırakmışlardı. Kampüsteyaklaşık 20 dakikalık turumuzdan sonra artık
zamanın geldiğini hissedip daha fazla Şeyma ya işkence çektirmeden bir daha
görüşmek üzere telefon numarasını isteyecektim. Konuşmayı kafamda şu şekilde
kurmuştum kız kampüsü beğenmişti konuyu kampüsten açıp
Buraya bir daha gelmeni isterim
diyip geldiğin zaman da görüşmek için telefon numarasını isteyecektim
Tam buraya gelemeni isterim dedikten
sonra kız lafımı kesip ozaman İnstagramdan seni ekliyeyim oradan görüşürüz tabi
eğer kabul edersen dedi. Sanırım bu an Üniversitede Kızlar Teklif ediyor
efsanesine en yaklaştığım an olarak tarihe geçicekgururumu ve sevincimi pek belli etmededen
umarsamaz bir şekilde tabi olur diyip biraz muhabbet ettikten sonra diğer
kızlarında yanımıza gelmesiyle Şeyma artık biz dönelim diyerek dönüş yoluna
doğru gitmeye başladık Şeyma ve arkadaşlarını yolcu ederken bir ilginç olay
daha yaşandı diğer kızlardan Şeymayı kıskandırmak için en çok muhabbet ettiğim
benden İnstagramı mı istedi ve beni kendi okuluna davet etti anlaşılan bugün
oyunu gerçekten iyi oynamıştım tabi bu olurken Şeyma'nın nasıl bozulduğunu söylememe gerek yok sanırım.
İlerleyen günlerde Şeyma ile 2
başbaşa buluşma ayarladım genel olarak muhabettimiz fena olmasada kızda beni
rahatsız eden bir şey vardı beni istiyordu evet ama bunu samimi ve içten bir
şekilde değil daha çok hırslı bir şekilde istiyordu adeta değerli bir aksesuara
sahip olmaya çalışır gibi bir isteği vardı. Gözlerinde beni daha önce gerçekten sevmiş
bir kadında gözlemlediğim Işıltılı ve hayran hayran bakan parıltıdan eser
yoktu. Genelde konserlerde de bu bakışı gözlemliyorum aşk
şarkılarına kendini kaptırıp söyleyen bazı kadınlardada bu bakışın benzerlerine şahit oldum. Bu mükemmel
bir doğa olayı merak eden için şöyle
bir şey:
(poets of the fall carnival of rust (live) konserinden alıntı)
Durum
böyle olunca benim için direk takılmalık kız kategorisine kaydırılmıştı
Şeyma.
En son buluşmamızda arabada biraz
yakınlaştıktan sonra fazla ileri gitmemi istemedi o da az çok benim niyetimi
anlamıştı ona karşı sevgi beslemiyordum kızı zorlamadım ya da istediğimi almak
için Aşık taklidi de yapmadım basitce "Sevişmiyorsak Görüşmeyelim
Erkeğini" oynadım en son kızı metroya bıraktıktan sonra son kez sarılıp
teselli ettim baya üzgün gözüküyordu aslında benim için baya yatırım da
yapmıştı 2 buluşmaya da gelebilmek adına 2 vasıta değiştirip gayet bakımlı bir
şekilde gelmişti yine de ona karşı tutumum değişmemişti sonuç olarak ikimiz
açısından da öğretici bir deneyim olmuştu.
NELERİ DAHA İYİ YAPABİLİRDİM:
1)Buluşmalarda zaman zaman gevezelik
edip kızdan daha fazla konuştuğum yerler oldu.
2)Dokunma olaylarına geç girdim
3)seduction stage dediğim duruma pek
geçemedim daha çok aktif beyin konumundaydım.
4)Başbaşa kalınacak mekanlar
konusunda arabamdan daha farklı alternatifler bulmalıyım.
5)Kampüsün için yeterince tenha yer
bilmiyormuşum bulmaya çalışırken zaman geçince kız stres oldu.
6)Okulumun kampüsü dışında pek buluşmalık mekan bilmiyormuşum arada bir bulunduğum şehri gezip keşfetmeliyim.
Mesajlaşmalardan bazı ss' ler size ilgisi olan kadın nasıl mesaj atar anlamaya yönelik önemli ipuçları var:
(instagram mesajlarının bir kısmını silmişim ortadan bir yerden devam ediyor instagramdan ilk mesajı atan oydu)
BURADAN SONRA WHATSAPP
NOT:Görüldüğü gibi ilk başta canlı olarak tanıştıktan sonra mesaj oyununda ara ara küçük hatalar yapılsada tolere edilebiliyor.
Hello eviribadi (Respect
to Skeptico:kh ile 1.5-2 yıl önce tanışmamı sağlayan güzel insan) bugün size aşk denilen naneyinasıl tecrübe ettiğimi ve olay olurken ki
süreci kendimce analiz etmeye çalışacağım tabi size bu olayı anlatmadan önce
biraz kendimi tanıtıyım. Ben 24 yaşında Türkiye'nin önde gelen teknik
üniversitelerinden birinde istediği mühendisliği okuyan(başka
bir üniversitede kendi kararı olmayan bir bölümü yarıda bıraktıktan sonra
tekrar hazırlanıp) Üniversite 2. sınıf öğrencisi bir
insan evladıyım. Kişisel özelliklere gelirsek araştırmacı olayların nedenlerini
takıntı derecesinde meraklı kısaca rasyonel tarafı duygusal yanına göre bir
nebze daha gelişmiş analizci-gözlemci bir mühendis kafam var gel gör ki bu kafa
yine de beni aşık olmaktan alıkoyamadı tabi
nedenlerini ve oluş sürecini analiz etmeme baya bir faydası oldu. Neyse
fazla uzatmadan olaya gireyim başlamadan yine de uyarıyım uzun bir yazı olacak .
Hikaye bir arkadaşımın c2tome(anonim Chat programı:1 yıllık kullanım tecrübemle baya derin analizlerim var flört-mesaj oyunu hakkında tabi o başka bi
yazı konusu) üzerinden
ayarlayıp 1 hafta süren ilişkisini öğrenmemle başladı. İlişki bir hafta sürüp
bitmesine rağmen arkadaşım kızdan
gerçekten etkilenmişti. Aşk acısını cidden derinden yaşıyordu ki bu arkadaş
uzun zamandır hissedemediği aşk duygusunu bu kıza karşı hissettiğini söylemişti(daha
önceleri yaşadığı aşk acısı kendisini alkole vermesine sonrasında midesinden
ameliyat geçirmesine sebep olmuştu melankolik
bir tipti tabi bu melankolik hava benim Nejat İşler etkisi dediğim bir
fenomenle onda bir çekim etkisi
oluşturuyordu o ayrı- bu arada kendisi de eli yüzü düzgün kariyer olarak
Türkiye standartların göre iyi bir konumda kafası çalışan biriydi )Bu durum bende merak uyandırdı bir erkekte bu tip duyguları uyandıran
mantıklı bir açıklama olmalıydı bu konuyu düşünürken C2tome de
kıza benim de daha önce yazmış olduğumu fark ettim muhabbet pek
akmayınca daha çok şarkı değiş tokuşu yapıp(playlist i
güzeldi) sonrasında pek
sallamayıp 'next' lemiştim -profil fotoğrafında yüzünün tamamı gözükmüyordu risk almaya değmezdi-tabi bende ki bu
merak ve hırs benim
tekrardan bu kıza yönelmemi sağladı. İlk olarak arkadaşımdan aldığım bilgiler
sayesinde İnstagramını bulup takipleşmeye başladık İnstagramı çoğunlukla
çizimleriyle doluydu ve gerçekten yeteneği vardı depresif melankolik ve adeta doyurulmamış
arzuların ve tutkuların yansıması olan çizimlerinin görülmeye değer bir yanı
vardı zamanında sanatla ve çizimle uğraştığım için dikkatimi çekmişti kendi
fotoğrafları azınlıktaydı tabi bu benim için bir + puandı İnstagramında açık-seçik fotoğraflarıyla takipçi kasan attention-whore' lara göre nispeten
daha az takipçi sayısı ve daha mütevazi pozları vardı farklı bir kızla karşı
karşıyaydım saygımı kazanmıştı. Takipleştikten sonra ilk beğeni ondan geldi
çizmiş olduğum bir karikatürü beğenmişti sinyali almıştım 14 Şubat akşamı ilk
açılışımı instagram DM üzerinden yaptım(not: edindiğim
tecrübelere göre 14 şubat öncesi ve sonrası kadınlar erkeklerin yürümelerine
daha açık oluyorlar Tinder match sayım c2tome den ve DM den gelen mesajlar ve
saha tecrübelerim bunu gösteriyor)
14 Şubat akşamı mesaj oyunum iyi olduğu için
muhabbeti ilerletip kaldığı yurdun ismini öğrendim dakika farkıyla ilk günden
buluşma şansını kaçırdım aslında tereddüt ve fazla
düşünmem buna sebep oldu buluşmaya
gitmeden önce okulun yakınındaki bir büfeden naneli sakız + 2 bira almaya gidip
oyalandım kaldığı yere vardığımda arkadaşlarıyla yurttan ayrılmıştı
Sonrasında Instagram üzerinden
muhabbeti devam ettirip kendimce geliştirdiğim mesaj üzerinden itaatkarlık
testlerini uygulamaya başladım(mesaj üzerinden itaatkarlık
testi kısaca: mesajla karşıdakinden küçük iyilikler istemek bu dizi tavsiyesi
olabileceği gibi bilmediğin bir şeyi öğretmesini istemek de olabilir ben
genelde İnstagramda yeni olduğum için bununla ilgili şeyler sorup öğreniyordum
buradaki psikolojik hile size küçük iyilikler yapan kişiler sizin hakkınızda
otomatik olarak daha iyi hissetmeye başlarlar((birine karşı iyi
hissediyorsak ona iyilik yaparız önermesinin terside zihinde doğrudur birine
iyilik yapıyorsam ona karşı iyi hisler besliyorum demek ki diye düşünür beyin))bu daha sonradan size yapacağı daha büyük iyiliklerin önünü açar daha fazla
bilgi için bknz. Robert C aldini İknanın psikolojisi ayrıca bknz. erik von markovik compliance test) Evet bazen söz konusu ilişkiler olduğu zaman manipulatif olabiliyorum ama buda oyunun bir parçası diğer türlü belki de hayatlarımız çok sıkıcı ve renksiz olurdu.
"Aşkla yapılan her şey iyinin ve kötünün ötesindedir"
Friendrich Nietzsche, İyinin ve Kötünün Ötesinde
İnstagram mesajlaşmalarından
öğrendiğim en önemli bilgi kızın kesin bir 'Alfa-dul' olduğuydu zamanında
tabiriyle 'Piç' tipi adamlarla baya takılmış şimdi duruldum modundaydı* tabi
bunun da etkisiyle shit testleri baya ağır ve buluşmayı sürekli erteleme eğilimindeydi
tabi sonradan farkkettim ki bu benim için keyifli bir oyun haline gelmişti
meydan okumaları hep sevmişimdir ama şimdi farkediyorum ki bu durum beni
irrasyonel bir zihin yapısına sürüklemişti. Mantalitemde sanki ödül olan oymuş da ben de onu olağanüstü çabamla etkilemeyi başarıp
prensesine kavuşacak Olan şövalye mantığıyla hareket
etmeye başlamıştım tabi ozamanlar bunu farkında değildim tanıdığım kişileri onun hakkında bilgi almak için ajan gibi kullanmaya başlamıştım
hesabını stalklıyor onun hakkında öğrendiğim en ufak bilgi kırıntısını beynime
depoluyordum zihnim onunla ilgili İmgelerle dolmuştu(dip
not1: bunlar benim kh farkındalığım olmasına rağmen oluyor /dip not 2: bu kıza
aşık arkadaşımda benzer bir süreçten
geçmişti 3 ay mesaj attım sonunda başardım tarzı gereksiz bir gurur vardı ki
sonradan değineceğim erkeğin aşık olma sürecinde ki önemli bir etken bu
mücadele ve yatırım olayı /ufuk açan not: zaman ve zihinsel enerjinin aslında ne
kadar kıymetli bir yatırım olduğunu bilinçaltımız bizden daha iyi farkında buna
göre duygusal tepkileri düzenliyor /dip not 4: yatırım-naz yapma-çiftleşme-evrim
ilişkisi bknz: Richard Dawkins gen
bencildir bölüm:9 cinsiyetlerin savaşı)Sonunda bir şekilde yaratıcı bir mesaj oyunuyla* yavaştan
tek-geçilen** biricik prensesime dönüştürmeyi başladığım kişi beni bölümünde çaya
davet etti ve tabi telefon numarasını da almıştım.
(*kendime
not: kahve anlık olarak içtikten 10-15 dk. sonra yarım saatliğine zihinsel
yaratıcılığımı üst seviyeye çıkarıp sonrasında düşük-low bir ruh haline sokuyor
yerine göre kullanılacak etkili bir enstrüman)(**bknz Rolla Tomassi Rational Male) bu bende ani bir dopamin
tepkisine yol açtı şapşalca mutluydum
kafası okşanan yavru köpeğin sevinmesi gibi bir erkeğe göre aşağılayıcı bir
mutluluktu ama ilginç bir durum daha başıma
geldi buluşmayı söylediği zaman saatiyle
beraber bölümde çay içebiliriz şeklinde söylemişti bu buluşmaya hazır değilmiş
gibi hissettim o gün sadece 1 saat uyumuştum üstüm başım salaş bir haldeydi
beklenmedik bir buluşma teklifiydi ve ben kardeşinin düğününde ne giyeceğini düşünen evde kalmış baldız gibi
dikkatim kendi üzerime yönelmiş özgüvenim sarsılmıştı bir erkek bu seviyede
kendi içine dönmemeli utangaç zamanlarımdan kalma anksiyetem tekrardan tetiklenmişti şimdi düşününce
gerçekten zayıflatıcı bir duyguydu ve ezikçeydi. Bu yazıları yazarken yemin
ediyorum ki bir daha beni yıllar boyunca hırpalamış aşağılamış birçok
pişmanlığa sebep olmuş bu anksiyeteye yenik düşmeyeceğim. Bu anksiyetemin
etkisiyle buluşmayı kendi istediğim bir zamanda yapabilmek adına "yarın
buluşalım bugün dersim var" dedim bunu yazarken kontrolün bende olduğunu
hemen atlamadığımı göstermiş olduğum için bir yandan doğru hamleyi yapmış
olduğumu düşünüyordum ama hayır özgüvensizliğimin kokusunu almış gibi ilk önce
"bakarız" yazdı sonrasında da
büyük bir shit test olduğuna şimdi emin olduğum tabi o zaman duygularımın da etkisiyle tam
farkına varamadığım şu mesaj geldi:" buluşmanın amacı flört olmuyacak
farkındasın demi? İlk duygusal şoku atlattıktan sonra içimde kalan son
farkındalıkla şu cevabı verdim "hahaha beni baya eğlendirdin (kızın adı)
buluşmadan önce buluşma amacı belirlemek ne buluşuruz, duruma göre bakarız daha
önce kimseyle buluşmadın herhalde"( bknz. amused
mastery) tabi bununla bitmedi ardından kız şu cevabı
yazdı " buluştum tabi ki işlerin nasıl işlediğini iyi bilirim sen benim demek istediğimi
anlamışsındır diye umuyorum" işte o an ben de farkındalık falan kalmadı
güç kalkanları devre dışıydı, gemi su alıyordu, health bar sıfırlanmıştı… Direk
çözüldüm detayları tam hatırlamıyorum genel olarak bak aslında zararsız biriyim
daha öncede birileriyle buluştum mutlu ayrıldık tarzı önceki tinder c2tome den
numaralarını alıp mesajlaşıp görüştüğüm kişilerle olan konuşmaların en tatlı
kısımlarının ekran görüntülerini yolladım(Ne düşünüyordum kim
bilir belki de pre-selection olayını yanlış yorumladım) tabi cevap gecikmedi "senin
koleksiyonunun bir parçası olmak istemiyorum buluşmayalım" canım sıkıldı duygularıma yenildim tamam dediğin gibi olsun dedim ve sanki bir faydası olucakmış gibi diğer takıldıklarıma kızın hakkında bilgi
almak için yazdığım mesajlarımı ekran görüntülerini yolladım ve dedim ki(gülmeyin
sakın)"dediğin
gibi olsun buluşmayalım ama şunu bil ki
zihnimi(o zihnin ben taa….) diğer kadınlara oranla en çok sen meşgul ettin senin için
uğraştım kendine iyi bak"(ve artık Mahmut Abi'nin
deyimiyle taşaklarımı en yakın yetkili kuruma bağışlayabilirdim)……………………………….
Sonraki devam eden günlerde kafamı
biraz dağıtmak adına okulda düzenlenen seminerlerden birine katıldım kapıdaki
stant görevlisi 10/6 lık kıza açılış yaptım kız
ilgimi fazla çekmediğinden rahat davranıp oyunumu oynayarak ilgisini baya
çektim sonrasında biraz muhabbet ettikten sonra seminerin 2. oturumuna girdim
çıkışta ilk tanıştığım kız hala stantta bekliyordu fiziksel olarak pek çekici
gelmese de muhabbeti sarmıştı tekrardan muhabbet etmeye başladık sonradan 1 kız
arkadaşı daha dahil oldu onunla da kaynaştık ve sonradan içlerinde 10/8' lik
bir kızın olduğu 3'lü bir kız gurubu da dahil oldu 5 li kız gurubunun ortasında muhabbetin merkezinde ben vardın bana olan
ilgilerini hissedebiliyordum(Asıl Pre-Selection buydu) neyse uzatmadan 10/8 liği guruptan
ayırıp kampüste baş başa kalıp samimiyeti ilerlettikten sonra ayrılmaya yakın
benden İnstagramı mı istedi bir daha görüşmek üzere sözleştik(asıl
mevzudan uzaklaşmamak adına pek fazla ayrıntı vermiyorum onu da bir ara
yazarım)neyse asıl
konumuza dönecek olursak hala aklım İrem'deydi(bundan sonra
kızın ismi İrem olsun ilk bahsettiğim kız) Muhtemelen zihnim bilinçsizce
yaptığı yatırımlara sahip çıkıyor parasının büyük bölümünü bastığı hisseye
duygusal bir şekilde Ümit bağlıyordu. Instagram'dan kızın yaptığı çizimleri beğenirken bir uyarı
mesajı geldi: 'Course Capacity is Full' pardon o mesaj değil şu " Biriyle
görüşüyorum bilmeni isterim" o an
baya afalladım bende baya bir duygusal
tepki oluşturdu şimdi düşününce bu olay biraz da tezgahta öylesine göz gezdirdiğin bir ürünün başkası tarafından
alınınca veya başkası ilgilenince o ürünün değerinin gözünde irrasyonel şekilde
artmasına benziyor(daha fazla bilgi için bknz İknanın
Psikolojisi Robert B. Cialdini) üzgündüm değerli bir şeyi
kaybetmiş gibi hissediyordum.
Tabi etkisini hızlı atlattım devam
eden günlerim yoğun geçtiğinden odağım derslerime araştırmalarıma kitaplarıma
kaymıştı pek kızı düşünecek boşluk yoktu kızı iyice kafamdan çıkarmış gibiydim
ta ki 3-4 hafta geçtikten sonra İrem'in seri bir şekilde İnstagram fotoğrafları
paylaşmasını sık sık gereksiz story atmasını farkedene kadar tecrübelerime göre
bu kadınlarda ki ilgi açlığının belirtileriydi
yani kız büyük ihtimalle sevgilisinden ayrılmıştı tabi bundan kesin olarak
emin olmadığım için(hala sevgilisi olan bir kıza yazmayı
doğru bulmuyorum)
aklıma zekice bir plan geldi(bu arada yoğun dönemim sona
ermiş tekrar boşa çıkmıştım başımıza ne geliyorsa bu boşluktan geliyor zaten
ilerde boş zaman yönetimiyle ilgili detaylı bir yazı yazacağım) Planım eski bir çizer olarak ben de
İnstagramım da bir çizimimi paylaşacaktım fakat bu çizimimde İrem'in çiziminden
bir alıntı olacaktı ve işe koyuldum ilk fark ettiğim şey çizim yapmayı ne kadar
çok sevdiğimdi.(Yoğunluktan dolayı 5-6 yıldır basit
karikatürler hariç çizim yapmıyordum) çizimim yaklaşık 6-7 saat sürdü ve çizim yaparken sürekli
kızı düşünüyordum yani süreç şöyle işliyordu:
Kızı düşün------>Çizim
yap----->mutlu ol------>kızı düşün
tabi bu döngünün aslında ne kadar tehlikeli olduğunu ozaman fark
etmemiştim resmen dopamin tepkisini(mutluluk motive olma
koşullanma hormonu)
kızı düşünmeye çıpalamıştım kızı düşünmek artık bana mutluluk veriyordu aşık
oluyordum(J.P.)(Aşık olma durumunda beyinde
gerçekleşen tepkisel süreç)-------(çok çok önemli not: bu süreçte
keşfettiğim en önemli olay bu olabilir buradan çıkarılacak sonuç sevdiğiniz işleri yaparken bunu
adadığınız kişiye karşı sevgi, aşk gibi duyguları hissetmeniz kaçınılmaz
olabilir özellikle bu iş gönüllü yapılıyorsa bu örneği sevdiğine gitarla beste
yapan veya şiir yazan erkeğin kaçınılmaz olarak kıza kendisini daha da
kaptırmasına sebep olabilir tabi eğer gitar çalmayı ve şiir yazmayı seviyorsa
çevremdeki insanlarda ki gözlemimde bu olguyu doğruluyor ayrıca yatırım
teorisini de destekleyen bir psikolojik süreç başka bir versiyonu için bknz
İknanın psikolojisi Bağlılık ve Tutarlılık)
Başta kurnazca bir plan gibi gelen
çizim fikri celladım olmuştu
Çizimi tamamladığım günün sabahında kızdan
mesaj geldi plan işe yaramıştı tahmin ettiğim gibi sevgilisinden ayrılmıştı ve
akşamında buluşma işini bir şekilde ayarlamıştım. Akşamında buluşma işini
ayarlamıştım.(Bu arada
o gün 10/8 lik kızla planım vardı bir şekilde ertelemiştim)Buluşmaya giderken kafamda hala ödül
olan oydu bense çabamla ondan buluşma koparabilen aciz bir kuldum(Bu
olayı bitiriyor işte)
neyse ilk buluşmaya gidip sarılarak
selamladıktan sonra İrem'le ilgili ilk izlenimlerim kızın fotoğraflarındaki
kadar güzel olmadığıydı 10/7.5 adil bir
puanlama olur(Estetik yönü gelişkin biri olduğu için nasıl
makyaj yapıp nasıl fotoğraf çekileceğini iyi biliyordu İnstagramda ki
fotoğraflarında bu yönünün de etkisiyle
10/9-10/10 duruyordu) tabi bunlar bir yana kesinlikle çekici
birisiydi Feminem yüzüne
ve insanın içine işleyen güzel gözlerine tezat oluşturacak şekilde bir kadına göre maskülen
sayılabilecek vücut hatları vardı siyah deri ceket bu maskülenliği perçinlerken
uykudan henüz uyanmamış ya da yatağından hiç çıkmamış gibi gelen sakin tatlı acelesiz sesi kadınsı
çekiciliğine tekrardan vurgu yapıyordu Robert Greene'in Baştan çıkarma
sanatında bahsettiği en tehlikeli baştan çıkarıcı deniz perisinin izlerini
taşıyordu(Bknz. Robert Greene Baştan Çıkarma Sanatı)
Menelaus eğer onu gerçekten öldüreceksen./ Hayır dualarım seninledir ama bunu hemen yapmalısın,/ Bakışları senin yüreğini eritmeden yapmalısın,/ Sonra bakışları beynine işler; çünkü gözleri ordular gibidir,/ Ve bakışları nereye düşerse, kentler yanar,/ Külleri onun iç çekişleriyle uçup gider./ Ben onu tanırım Menelaus,/ Sen de tanırsın. Ve onu tanıyan herkes acı çeker
-Euripides'in Truvalı Kadınlar adlı yapıtında Hecuba, Truvalı Helen için konuşuyor.
İlk tanışma muhabbetinden aklımda
kalan kadarıyla kız fazla konuşmuyordu tabi bu utangaç veya özgüvensiz
olduğundan kaynaklanan bir durum değildi tam aksine özgüveni tam ve kontrol
onun elindeydi tabi ben çoktan kıza düştüğüm için sürekli onu konuşturma çabası
içerisindeydim lanet olsun ki burç muhabbeti açmaya çalışacak kadar çaresiz
duruma düşmüştüm genelde soruları sorup beni konuşturan oydu(Silence keep person in defensive mode People reveals valuable information and their weaknesses for filling the silence. Less you say more profound mysterious you appear Robert Greene)
buna ek sesimi
doğru kullanamadığım anlar da oldu hatta kız bir ara sesini yükseltir misin
diye uyarıda bulundu bu durum kadınların gözünde büyük bir - puandı heyecanıma yenik düştüğüm anlar da oldu hiperaktif misin shit testi gecikmedi
tabi bunlar dışında genel muhabbet
konuları kadın erkek düşünce farklığı bu konu açıldığında erkeklerin kadınlara
göre daha rasyonel kadınlarında daha duygusal olduğunu söyleyip bir genelleme
yapmıştım tabi daha sonradan bana bu sözlerimi yedireceğini nasıl bilebilirdim
ayrıyeten c2tome muhabbeti çizim gibi
ortak noktalardan biraz muhabbet ettik aklımda kalan bu muhabbetler harici
kızın bir yerde beni durdurup sen araştırma falan mı yapıyorsun deyip sözümü
kesmesi ve c2tome gelen mesajları gösterirken nasıl mesajlardan ve profil
fotoğraflarından nasıl erkek elediğini gösterip* yardımcı olacaksa bak
demesiydi şok olmuştum ya kızın
gerçekten çok iyi sezgileri vardı ya da ben kendimi gerçekten çok açık etmiştim
cevaben şokun da etkisiyle zayıf bir şekilde inkar etmiştim. Buluşma boyunca
tek doğru yaptığım şey postürümün durumuydu tabi o da shit teste tabi tutuldu
"neden bu kadar geriye yaslanmış oturuyorsun şeklinde" birkaç silik
ilgi sinyali yakalayabildim sadece tabi bu ilginin kaynağı kesinlikle
davranışlarım değildi ya göz temasını sürdürebilme yetimden yada dış görünüşüm
sayesindeydi(2 yıllık spor geçmişim şanslı bir genetiğim
ortalama üstü bir tipim var)( kadınlarda etkilenme genelde tip %15 davranış %85 şeklinde olur)
hadi buraya kadar idare edilir diyelim ama film bundan sonra kopuyor
buluşmanın ortasında eski yakın dostlarımdan biri arıyor arabamı görmüş
neredesin diye soruyor tesadüf ki onun sevgilisi de kızla buluştuğum yurtta
kalıyor tabi karşılaşıyoruz muhabbete onlarda dahil oluyorlar ve ben iyice
geriye dönüş sergileyip kh farkındalığım olmadığı o ezik halime geri dönüyorum 2 yıllık gelişimimim hiç olmamış gibi birden sıfırlanıyor(Yakın
arkadaş çevrem pek tepki almamak ve biraz da rahat hissettiğim için yeni
geliştirdiğim kişiliği hep gizli tuttum eski arkadaş çevremde o eski ezik Fiko
lakaplı kişiliğimi sürdürüyordum arkadaşlarımın gelmesiyle bu durum tetiklendi) sonuç olarak buluşmanın devamında
pek etkili olamadım kız da izin isteyip
zayıf bir tokalaşmayla tamamı 2
saat süren buluşmadan ayrılıp odasına döndü(1. BULUŞMA SONU)
Komik bir anekdot: Buluşmada
erkeklerin doğada dişileri cezbetmek için sanatsal yapıtlar ortaya koyduğunu
söyleyip aklım sıra kendimi bununla özdeşleştirmeye çalışıyordum kıza da Puffer
Fish örneğini verdim ertesi günde ilk mesaj olarak da balığın videosunu attım
merak eden için şöyle bir şey
Tamam kendini doğadan bir hayvanla
özdeşleştireceğin tutabilir gidip bir Aslan bir Kaplan seçebilirsin hatta at falan bile olabilir bu ona bile
razıyım ama gidipde böyle bir balık
seçmek nedir tamam hadi seçtin ertesi gün ilk mesaj olarak bu balığın
videosunun linkini atmak nedir ya işin daha da komiği ne güzel bir analojiyle anlattım durumu
diye kendi kendime gururlu bir mutluluk
yaşıyordum
Ya Gerçekten Aşk insanın gözünü kör
ediyor ya da ben aşırı malım
Merak eden için attığım link:https://www.youtube.com/watch?v=B91tozyQs9M
Evet kız bir puffer fish olsaydı
onunla bir şansım olabilirdi gerçi dudak yapısı biraz benziyor ama yine de
kurtarmaz neyse gülüp eğlendiğimize göre asıl konumuza geri dönelim tabi ki de
ertesi gün mesajıma cevap gelmedi Puffer Fish üzgün Puffer Fish yaralı :'( Cuma günü Cumartesi günü için bir plan
teklif ettim uzun bir süre cevap atmadıktan sonra o gün 'Cumartesi' için yoğun
olduğunu söyleyerek gelemeyeceğini söyledi normalde bunu takmayıp kendi
işlerime odaklanmalıydım(Spor, Ders, Araştırma, Proje) ama yapamadım sürekli kızı
düşünüyor hiçbir şey odaklanamıyordum zihnimin rasyonel ve duygusal tarafları
birbiriyle savaş halindeydi duygularımı kontrol edemiyordum zayıf düşmüştüm
Chris Isaac in Wicked Game söylediği " what a wicked thing to do make me
dream of you)" sözünü şimdi daha iyi anlıyordum "it's strange what
desire will make foolish people do" sözünü de ilerde anlayacaktım yalnız
adam ne yazmış be neyse konumuza geri
dönelim bu kontrolsüzlük ve belirsizlik ben de öfkeye de sebep olmuştu Cuma
günü öfkemin de etkisiyle şu mesajları atıp direk arabaya atladığım gibi kızın
yurduna gittim
İşe yaramıştı Geliyordu. Bir
zamanlar kadınları ıslandıran o erkeksi dominant üslubum geri mi dönmüştü ama
hayır kontrolden çıkmıştım öfkeyle yazılmış mesajlardı.( Sinirlenince çok seksi
oluyorsun olayı bu olsa gerek) Arabada beklerken sakinleşmek adına 1-2 kadeh
şarap içtim(Beklenmedik durumlara karşı arabanın bagajında her zaman 1 şişe şarap + prezervatif bulundururum) kız öfkeli hırçın mesajlarıma
adeta uyum sağlarmış gibi deri kıyafetleriyle ve kadınların ovulasyon döneminde
yaydığı kışkırtıcı kokuyla çıkageldiğinde şarabın etkisiyle biraz daha
sakinleşmiştim uyuya kaldığını o gün arkadaşlarıyla da buluşması gerektiğinden
1 saat vaktimiz olduğunu söyledi ve planın ne olduğunu sordu evet plan ……harbi neydi…..
Bir plan yapmamıştım aklımda olan
tek şey bu işi bir an önce sonuçlandırıp
bu dayanamadığım duygusal ve zihinsel baskıdan kurtulmaktı neyse ki
yaratıcılığım her zaman ki gibi iyi çalıştığı için bir şeyler uydurabildim kıza
2 seçenek sundum: kahve içmeye yakında
ki bir mekana geçecektik ya da arabada tabletten sevdiğim bir dizinin bir
bölümünü izleyecektik(seçme şansını kıza bırakmak pek iyi
fikir değil sanırım )
sonrasın da nasıl oldu hatırlamıyorum ama arabada tabletten film izleme
fikrinde karar kıldık kimin yönlendirmesiyle oldu inanın hatırlamıyorum.
Kampüste wi-fi çeken sakin bir yere arabayı çektikten sonra tabletten diziyi
açmaya çalışıyordum ve seçtiğim dizi ise
Dr. Who 5. sezon 10. bölüm Vincent and Dr. Who( Bazı yönlerden
kendime yakın bulduğum bir sanatçı olan Vincent Van Gogh un hayatından bir
kesimi güzel bir şekilde anlatan bir bölümdü adam şuan ki kafa yapımla
düşününce ağır bir Loser tabi Büyük bir
Dahi olduğu gerçeğini değiştirmez gönüllü bir Loser daha uygun olur şu sözü
açıklıyor zaten "Ben işime ruhumu ve kalbimi verdim, bu süreçte de aklımı
kaybettim") diziyi seçtikten sonra asıl komedi bundan
sonra başlıyor tabletten bir türlü filmi açamıyorum her yerden reklam pop-up'
ları fırlıyor, yanlış sezonu bölümü açıyorum tam dizi açılacak gibi oluyor bu
sefer de ses gelmiyor resmen Murpy kanunları
belamı sikiyor tabi bu süreçte elim ayağıma dolanıyor heyecanımı kontrol
edemiyorum tabi kızın gözünden kaçmıyor bütün bunlar ve usulca bana diyor ki
"bildiğim kahve içebileceğimiz bir yer istersen oraya gidelim" tabi bunu adeta altına kaçırmış oğlunu
teselli eden Anne edasıyla diyor " hadi oğluşum gel tuvalette altını
temizleyelim der gibi ben ise Mahcup
dudağını büzmüş kafa aşağıda tabi annecim diyerek onaylıyorum.(
Allah'ım sen hiçbir erkeği böyle sınama) Arabayı çalıştırıp yola çıkıyoruz
tabi benim dengem şaşmış bir ara kampüsün içinde ters şeride giriyorum kız
uyarıyor özür dileyip düzeltiyorum(çocuk sıçtı bez
getirin) sonrasında
artık benim durumu İlahi bir dokunuş kurtarır ümidiyle sevap puanı kasma
amacıyla otostoptan birkaç kişi alıp mekana doğru gidiyoruz bu olaylardan
sonra Arabada kızın tüm hücrelerinin bu adama bugün
düşmüyorum dediğini duyar gibi oluyorum belki de duyuyordum. neyse kızın
yönlendirmesiyle kahveciye gittikten sonra kız başlıyor eski sevgililerini
anlatmaya(Friendzone is Coming) tahmin ettiğim gibi
Bu konularda baya bir tecrübeli bazı
sevgililerinde kendini ona adamış party-hard rahat takılmaktan vazgeçip cici
kız olmuş bazılarında normal yaşantısına devam etmiş bu da ilişkisinin
bitmesine sebep olmuş(Tahminimce daha erkek gibi bir
adamlayken cici kızı oynarken diğerlerinde kendi kafasına göre takılmış). Bir ara konu 1 haftalık ilişki
olduğu arkadaşımdan açılıyor ve şunu
soruyor "O iyi mi?" bu soruyu sorarken ki ses tonu adeta yaralı yavru
bir kediyi sokağa terketmişte onu soruyor gibi acımayla soruyor acayip rahatsız
oluyorum o an aşık olmuş bir erkeğin kadının gözündeki durumunu canlı bir
şekilde görüyorum ona karşı elektrik alamadığını o yüzden ayrıldığını söylüyor
dayanamayıp Arkadaşımın senle beraberken aynı anda 2-3 kızı daha idare ettiğini
söylüyorum(Bu durum doğru ama adam öylesine eğlenip zaman
geçiririm kafasında takılmıyor kızlarla ayrı bir vaka bu arkadaş da neyse) Bunu dedikten sonra çok ilginç bir şey
farkediyorum kız şaşırıyor ve ilk defa özgüveninin kırıldığını
hissediyorum hafif duygusallaşıyor
ağızından bilinçsizce çıkan birkaç cümle dökülüyor(Robert
Greene insanları duygusallaştırabilirseniz onlardan daha çok bilgi alırsınız)
"İstersem onu diğer
sevgililerinden ayırırdım"(Arkadaşımı kendisine aşık ettiğinin farkında
evet istese bunu yapabilirdi tabi bu cümlede egosundan da esintiler var ve
biraz da kadınlarda ki rekabet anksiyetesi)
"Normal zaten herkes öyle
yapıyor bazen ben de birkaç kişiyle aynı anda görüştüğüm oluyordu niye öyle
yapmasın ki"(buna şaşırmayacak kadar çok kadın tanıdım)
"Hem ben zaten neyim
ki"(özgüveni kırılıyor veya duygu sömürüsü yapıyor ya da zamanında bir
erkeğin öylesine takıldığı biri olmuş)
"zaten o hep bir şeyler saklıyor gibi duruyordu"(kızın sezgileri
gerçekten iyi)
Bu şekilde arkadaşımın gururunu
biraz da olsun kurtarmış oluyorum ve teorik olarak bildiğim ama canlı olarak
pek şahit olmadığım bazı değerli bilgiler öğreniyorum.(tabi arkadaşım hakkında
bunları söylerken bu bilgileri sır olarak tutmasını söylüyorum kendimce
İlerisi için bir güvenilirlik testi
yapmak için) sohbetin devamında kızın bana ilgisini test etmek için sigara içen
kızlara karşı uyguladığım şu numarayı yapıyorum sigaradan tiksindiğimi veya
sevmediğimi belirten bir imada bulunan bir şey söyleyip kızların tepkisini
ölçüyorum genelde bana ilgisini olan kadınlar çok içmediğini bırakmayı
düşündüğünü söyleyip benim onayıma ihtiyaç duyacak şekilde psikolojik pozisyon
alırlar ve buluşmanın devamında içmemeye kendilerini zorlarlardı. Bir
buluşmamda kız sigara içmemek için
adeta can çekişmiş ben tuvalete gittiğim sırada ben görmeyeyim diye hızlı hızlı
içimişti bu sebeple başı ağrımıştı kendisini sevgiyle anıyorum tabi
benim sigara testim bu kızda herhangi bir tepkiye sebep olmamıştı aksine bu
testi yaptıktan sonra izin isteyip dışarı çıkıp bir sigara yakmıştı hatta
dışardayken bana aramızda bir şey olmayacağını söyleyen bir imada bulunmuştu(tecrübeyle
şekillenmiş üstün sezgilerinden kaçmamıştı tabi ona aşık olduğum )benim açımdan gerçekten umut yoktu
ama hala irassyonel bir şekilde bekleyişteydim fena şekilde tutulmuştum
ulaşılmazı fethetme dürtümü tahrik ediyordu.
Kahve içtiğimiz mekandan analizler:
Bu buluşmada ilkinin aksine daha çok konuşan o olmuştu ve buda bana onun
hakkında daha çok şey öğrenmemi sağlamıştı. İrem zamanında şu anki kişiliğini
şekillendiren bazı kötü olaylar yaşamıştı
daha saf ve tecrübesiz olduğu zamanlarda genelde sanatçı ruhlu
kadınlarda gözlemlediğim hayatı cesurca ve doya doya yaşama tutkusunun
etkisiyle çok fazla yer gezip çok fazla ortama girmişti tabi bu isteği ortama
rahatça girebilmesi, biz erkeklerin çok erken yaşta öğrendiği bir şeyleri
kanıtlama ve çaba gösterme zorunluluğundan yoksundu sadece güzel bir kız olması
bu ortamlara rahatça kabul görmesine yetiyordu tabi her hayat tecrübesinden
yoksun birisi gibi o bunun farkında değildi İnsanların özellikle de erkeklerin
karşılıksızmış gibi ona iyi davranması dünyayı pembe gözlüklerinin ardından
bakmasına sebep olmuştu. Tabi gerçekte işler öyle yürümüyordu dünyayı arzular
ve ihtiyaçlar şekillendiriyordu(şimdi düşününce benim bile
onunla buluşma amacımın arkasında yatan neden bir şeyleri öğrenmeye ve
araştırmaya olan arzumdu tabi araştırmanın bu
kadar kontrolden çıkacağını tahmin edememiştim.)
bazıları bu arzularını ve ihtiyaçlarını cesurca dile getitirirken daha
sinsi ve kurnaz olanları bunları iyilik maskesi altında gizliyorlardı (belki
de çoğu kadının bilinçsizce "iyi" erkeklerden tiksinme sebebi de
buydu ki haklılarda hele ki cinsel arzularını
içten pazarlıklı bir şekilde kadına şunları yapıyım şunları alıyım
sonucunda benimle birlikte olsun diye düşünen erkeler gerçekten aşağılık bir
seviyedeydiler )İrem
bunu acı bir şekilde tahminimce uyuşturucu-ot ve alkolün yaygın olduğu bir
ortamda bilinçsizken taciz veya benzeri kötü bir tecrübe yaşayarak öğrenmişti. Bunalımlı depresyon dönemini atlattıktan sonra(melankolik ve iç karartıcı müzikleri bu dönem keşfetmişti***) güçlü bir şekilde hayatına devam
ediyordu bu durum İrem ile ilk buluşmamda onda hissettiğim özgüven ve güç
Aurasını açıklıl getirmişti. Benim inancıma göre bir insanın hayatta yaşadığı
zorlukların miktarı eğer başa çıkabilirse o kişinin zihinsel ve psikolojik gücünün ölçüsüydü, bir bakımdan ilham
alınacak birisiydi, okurken bir yandan iyi bir firmada çalışıyor, bir yandan
özel ders veriyor, bir yandan sporunu yapıyor(kick boks*), sosyal olarak arkadaşlarına da zaman ayırabiliyor tüm
bunların yanında benim gibi hayatına dahil olmaya çalışan insanlara zaman
ayırabiliyordu -mesajlaşma zamanından aklımda kalan bir sözü anımsamıştım
insanlara bazen yoruyor demişti haklıydı tam olgunlaşmamış insanlar onun için
bir yüktü 22 yaşındaydı ama 30 yaşındaki bir kadının tecrübelerine sahipti -
bir erkek olarak yanında kendimi tecrübesiz hissettim(tamam ben de zamanında
utangaçlığımı yenmek için pazarlama işinde çalışmıştım insanlarla iyi kötü bazı
tecrübelerim bazı iş girişimlerim projelerim olmuştu ama onunla yarışamazdım
sosyal olarak dışarıda bırakılmaktan kaynaklı insanları gözlemleme yeteneğim ve
o dönemde bolca okuduğum kitaplar harici pek bir numaram yoktu bide doğuştan
gelen tam olarak kontrol edemediğim aşırı aktif yaratıcı beynim)
*kick-box gibi dövüş sporları kişiyi
psikolojik olarak iç dünyasındaki savaşlarda daha güçlü olmasını sağlama gibi
bir etkisi olabilir sonuçta arkadaşımın onunla ilgili bana anlattıkları 7-8 ay
öncesinde psikolojik olarak daha zayıf bir profil çiziyordu alkol bağımlılığı
da vardı ozamanlar tabi şuan bunu aşmayı başarmıştı** bununla ilgili bir yazı
okumuştum(bknz. Kral savaşcı büyücü aşık----eskrim)
Bir baş etme mekanizması
olarak----spor ve zamanını yoğun bir şekilde doldurmak
**bu olay sonradan benim sınavlardan
önce aşırı aktif beynimi yatıştırmaya yönelik alkol alma alışkanlığımı bırakmam
için bana cesaret verdi ve sonuçları benim için gerçekten iyi oldu kendime
güvenim ve öz kontrolüm artmıştı güçlenmiştim klinik psikolog Jordan Peterson
un da dediği gibi korkularıyla gönüllü olarak yüzleşen insanlar bu süreçten
daha güçlenmiş olarak çıkarlardı.
***Dinlediğiniz müzikleri seçerken daha seçici olmalıyız duyduğumuz melodinin insan psikolojisine etkisiyle ilgili önemli araştırmalar var melankolik bir müzik insanı daha depresif ve duygusal bir ruh haline sürüklerken azim mücadele hissi uyandıran hızlı notalı müzikler insanlara daha pozitif duygular aşılayabiliyor (zaten depresif ve melankoli ağırlıklı müzik üreten sanatçıların hayatlarına baktığımızda çoğu İntihaara eğilimli veya çoktan intihaar etmiş olması gözden kaçmıyor) kızla flört döneminde genelde kızın spotify playlist inden müzik dinlemeye yönelimliydim kızı daha iyi anlamak adına belki buda bende bazı duygusal tepkilerin oluşmasına sebep olmuş olabilir genel olarak melankolik yerine rap tarzı sözleri de benim için anlamlı müzik dinleme alışkanlığım değişmişti. Tabi olaydan sonra eski bana mücadele azmi veren Müzik listeme geri döndüm merak edenler için en sevdiklerimden bazıları
Eminem: Legacy(gerek sözleri gerek melodisiyle eminem in en sevdiğim şarkısı canım sıkkın olduğu zamanlar dinleyip idolüm olan adamın da benle benzer acıları çektikten sonra nasıl güçlendiğini görüp cesaret ve azimle doluyorum)
Eminem: Not Afraid(yine benim için anlamlı gaza getirici bir şarkı) Fort minor: Remember the name
daha slow birşey istersem yine eminem den Beautiful biraz çılgınlık ve delilik hissi lazımsa Evil Twin Kısaca Eminem mücadele ve azim tutkusunu bazen de buna ulaşmak için gereken öfkeyi en iyi ifade eden bir sanatçı bana göre.
Bu Fenomone ek olarak dinlediğiniz müzik kadar maruz kaldığınız görsellerde duygusal durumunuzda değişikliğe sebep olabilir örnek olarak Egon Schiele, Edvard Munch gibi ressamlarım eserleri melankoli, Kırılganlık ve hüzün duygusu uyandırırken Van Gogh un birkaç eseri hariç genelde doğaya olan hayranlık ve güzelliği hissedebiliyorsunuz belki de Van Gogh u bu kadar büyük bir sanatçı yapan şeylerden biri de budur yaşadığı hüzünlü ve acı dolu hayata rağmen yine de güzelliği ve umudu eserlerinde yansıtabildiği için
Asıl
olaya dönecek olursak kahvecide sohbetimiz kızın arkadaşının aramasıyla
kesildi arkadaşlarıyla buluşma saati yaklaşıyordu bu arada ben de en yakın
arkadaşlarımdan birini bu buluşma uğruna satmıştım hem arkadaşımın gönlünü
almak hem de kızla daha fazla zaman geçirebilmek adına gideceği yere kadar
bırakmayı teklif ettim gideceği yer benim arkadaşımın da takılmaktan hoşlandığı
şehrin gece hayatının aktığı bir semtti kahveden ayrılıp önce benim arkadaşımı
sonra kızın arkadaşını alarak gideceğimiz semte doğru yola koyulduk araba
kullanırken aklım hala kızdaydı ön koltukta oturmuş navigasyonu açık olan
telefonumu tutup bana yardımcı oluyordu bu durum benim aşık olduğum kadınla
farklı ülkeleri birlikte yan yana gezip
keşfetme hayalimi/fantazimi beni çoktan elemiş bu kadında canlandırmama neden
oluyordu. Şimdi düşününce gerçekten acınası bir durumdaydım bir ara bu
hayellere dalıp ışıklarda gereksiz yere bekliyorum ilginçtir ki arkadaki hiçbir
araba bu duruma rahatsız olup kornaya basmıyor Ölü doğmuş hayallerimin cenazesine saygı duyarlarmış
gibi… Gideceğimiz yere varıp kızları bıraktıktan sonra çıkış saatlerimiz denk
gelirse dönüşte kızları bırakmak üzere sözleşip arkadaşımla bir cafeye
geçtik(Normal de arkadaşımla yeni kızlarla tanışıp takılacağımız barlara
mekanlara gideceğimiz yerde cafe de arkadaşımla durumun kritiğini yapıyordum).
Arkadaşım bana göre biraz daha tecrübesiz olmasına rağmen verdiği tavsiyeler
benim dengesi şaşmış düşüncelerimden daha kayda değerdi(eğer aşırı duyguların
etkisinde kaldığınızı düşünüyorsanız yakın bir arkadaşınızdan tavsiye almanız
ve dinlemeniz sizin yararınızadır onlar durumu daha objektif bir şekilde
görebilirler) gece 2-3 gibi kızları evlerine bırakıp eve döndük(2. Buluşma
sonu)
Eve döndükten sonra çoğu şey bariz
olmasında rağmen kızı düşünmeye devam
ediyordum mantığım durumu batırdığımı söylerken duygularım bir umut olduğu
konusunda ısrar ediyordu zihinsel bir
çatışma içerisindeydim. Bu çatışmadan dolayı doğru düzgün uyuyamamış bir
şekilde sabah 9 da uyandım zihinsel olarak zayıflamıştım ama kararlıydım bugün
ne olursa olsun bu işi bitirecektim haftaya sınavlarım başlayacaktı ve ben
zihnimi bunla meşgul etmekten ders çalışamıyordum kendime öfkeliydim duygusal
ve zihinsel olarak bu kadar mı zayıftım kendi aklına ve düşüncelerine yön
veremeyecek kadar aciz miydim Evet bir zamanlar bunlarla ilgili bazı
sıkıntılarım vardı disiplinli çalışma ve meditasyonla birçoğunu halletmiştim ya
da hallettiğimi sanmışım(Son 2 aydır meditasyonu ihmal ediyordum) dayanamadım
kıza mesaj attım "seni daha yakından tanımak istiyorum buluşalım"
havada kalan, kesin olmayan cevaplar verdi baya ısrarcı oldum bitirmek
istiyordum ama bitirirken içimde kalan son duygusal saf iyi çocuk hayallerinin
canına okumak istiyordum. İçimde hala karşıdakine yalnızca değer ver sev bu olursa karşıdaki de
sana değer verir diye düşünen saf bir ezik vardı ona işlerin böyle
yürümediğini son kez birinci elden göstermek istiyordum. Kontrolü Fikoya( Ezik
zamanlarımdan kalma bir lakap) o iflah olmaz ergene verdim mesajları artık o
atıyordu tabi kızın geri dönüşleri de
ona göre oldu karşısında kırılgan zayıf sünepe birisi vardı artık kızı
darlamaya sıkmaya başlamıştı sonunda
kızdan hoşandığını söyledi kızdaki tiksintiyi buradan hissedebiliyordum kesin
bir red Fiko birkaç zayıf çırpınışla hayata tutunmaya çalışsada FİKO ÖLMÜŞTÜ
diğer yanımın kontrolü almasıyla son mesajım şu oldu "beni buradan ve
instagramdan engelle mantıklı olan bu" ve bitmişti
Fiko hayatta olsa kıza öfke duyup
neden benim gibi "iyi" birini ona değer veren birini tercih etmedi
diye hayıflanırdı veya daha kötüsü onun için yeterince fedakarlık yapmadım yada
yeterince "iyi" olamadım diyerek kendini aptalca üzüp kızı rahatsız
etmeye devam ederdi ama bunların hiçbiri olmadı o ölmüştü geriye mantığın ve
acının disiplinin ve tecrübenin son 2 yılda şekillendirdiği 3. kişiliğim
kalmıştı ve o neden böyle olduğunu çok iyi biliyordu olmamıştı çünkü yeterince "erkek"
olamamıştım zihinsel ve duygusal kontrole sahip değildim böyle birisi nasıl bir
kadına partner olabilirdi hatta bir kadından öte hayallerine hedeflerine
ulaşmaya çabalarken karşısına çıkan güçlüklerle nasıl baş edebilirdi en küçük
aksilikte duygusal ve zihinsel olarak kontrolden çıkıp heyecanlanıp panik olan
erkeklerin sonunu hepimiz biliyoruz dahası acı durumlar karşısında direnç
gösteremeyip çöküş yaşayıp intihar eden erkeklerin durumu da içler acısı yani
özetle kendimi inşa etmede daha çok yolum var hatalardan ders almalı pes
etmeden hedeflerime ilerlerken kendimin
olabilecek en iyi versiyonu olmaya çabalamalıyım bu yönde bana bilinçli
bilinçsiz yol gösteren herkese derin minnet borçluyum özellikle kadınlara onlar
zırhımdaki zayıf noktaları fark etmemi sağlayan yegane yardımcılarım ve bir gün
biliyorum ki hedeflerime ulaşacağım çünkü hiçbir zaman çabalamaktan vazgeçmedim
o arka sırada oturan konuşma zorluğu çeken küskün, fazla kilolu, asosyal,
korkak ,utangaç
Çocuğu bu günlere getirdiysem daha
ilerisine de taşıyabilirim sevgilerimle.
Çalışma Özeti:Aşık olma sürecine etki eden faktörler arkadaşım ve ben kıyaslama
ETKENLER
BEN
ARKADAŞIM
Uzun yatırım süreci
(EVET) uzun mesajlaşma+çizim
zihinsel olarak çaba yaratıcılığımı onun için kullanma stalklama
(EVET) 3ay a yakın mesajlaşma + arkadaşımın dediğine göre hastayken bile kızla görüşmeye gitme
Kazanma-Kaybetme
döngüsü
(EVET) birisiyle görüşüyorum+buluş-
mayalım senin koleksiyonunun parçası olmak istemiyorum
(EVET-HAYIR) hiç beklemediği anda
kızın ayrılmak istemesi
Boşluk zamanı etkisi
(EVET) Boş bir zamanında başıma gelmesi zihnini onunla ilgili imgelerle dolduracak zamanın olması o sırada
(EVET) Aynı şekilde arkadaşımın da boşluk dönemin de başına gelmişti
İmgesel maruz kalma
(EVET): İnstagramında normalden daha güzel fotoğraflarının etkisinde kalıp zihninde tanrıçalaştırma süreci *Oksitosin tepkine yol açan olaylar
(EVET) aynı şekilde arkadaşımda kızın ara ara fotoğrafını gösterip Üniversitenin en güzel kızı bu kız sanırım diyordu ki(kızdan ayrılmış olmasına rağmen etkisindeydi hala)
Adama etkisi
(EVET) Çizim olayı kızı düşünüp sevdiğin birşeyi yapıp ona adamak
(BİLİNMİYOR)
Fantezi de Canladırma*
EVET)1)Aşık olduğum kadınla farklı ülkeleri birkikte yanyana gezme keşfetme
2)sanatçı ruhlu bir kadının beni sevmesi benim portremi çizmesi *Oksitosin tepkine yol açan olaylar
(BİLİNMİYOR) *arkadaşımın anlattığına göre kendisini darlamayan ortamda sıkıldığını sezince elinden tutup başka yere götüren kız modeli olabilir
Bonus etken
(yok)
arkadaşımın ilişki yaşadığı dönemde kız psikolojik olarak savunmasız ve zayıfdı bu erkeklerde şefkat duygusunu tetikleyip sevgiye ve aşka sebep olabiliyor
*Her erkeğin zamanında aşık olduğum kadın nasıl birisi olmalı onunla neler yapmalıyım şeklinde kurduğu derin hayalinden bazı derin arzuları aşık oluş sürecinde bazı olaylar bunları tetikleyebiliyor örnek arabada yanımda navigasyonla yardım hesabındaki portre çizimleri
konu hakkındaki son düşüncelerim: Genel olarak yazımda Aşk duygusunu şeytani bir şeymiş gibi tanımlamış olsamda(yakın çevremde bu sebeple yaşamına kıyan insanlar olduğu için muhtemelen) genel olarak aşk ile ilgili düşüncelerim uyuşturucu kullanımıyla ilgili düşüncelerime paralellik gösteriyor yani bunu yaşamadan ölmeyin ama kontrolü tekrardan elinize alabilecek duygusal güce ve iradeye sahipken tecrübe edin ki ilginçtir ki araştırırsanız aşk duygusunun beyinde uyuşturucunun etki ettiği yerlerle aynı kısımlara etki ettiğini görürsünüz. ve ek olarak hayatınızda bazı daha önemli sorumluluklarınızı halletmeden aşk olayını girişmeyin bu kendini uyuşturmak adına beş parasız sokak çocuklarının Balli çekmesine benziyor yani Aşk olayı hayatını kontrolünü tam olarak eline almamış kişiler için bir lüks. SON olarakta Ünlü klinik psikolog Jordon Peterson un konuyla ilgili sevdiğim bir konuşmasını verip yazımı bitiriyorum Sevgiyle ve Aşk la kalın eğer gözünüz kesiyorsa.