1 Haziran 2019 Cumartesi

Biraz da sanat üzerine: Sanatta dsiplinler arası yaklaşım( bölüm 1)



Son zamanlarda eğer bilim ve teknolojiyi takip ediyorsanız Bu alanlarda dsiplinler arası yaklaşımın gittikçe önem kazandığını görmüşsünüzdür. Artık mühendislik dahil bir çok alanda farklı dsiplinlerin sentezi şeklinde bir yaklaşım günümüzün hızla büyüyüp gelişen dünyasına yeni bir soluk getiriyor: Makine mühendisliğinin tıp ve sinir bilimiyle birleşiminden akıllı vücudu koruyan yapay katil hücreler üretilirken. Mimarlık ve Biyomühendisliğin sentezinden çevreyle doğal olarak uyumlu yapılar inşa edilmekte. Peki size bütün bunların yeni bir yaklaşım gibi gözüksede aslında Yıllar önce Büyük sanatçılar tarafından zaten uygulanmış olduğunu söylesem. Bu yaklaşımı en eskilerden kullananlardan biri Rönansans döneminin büyük Dahisi Leonardo Da Vinci den başkası değildi. Bir çoğumuz onu ünlü tablosu Mona Lisa ile tanımışızdır veya eğer benim gibi mühendisliğe ilginiz varsa yaptığı çılgın makinelerden. Aklıza direk iyi de bu adam dsiplinler arası yaklaşımı nasıl kullandı resim yaptı bu sanat makineler yaptı bu da makine mühendisliği işte değil mi? sorusu gelebilir ama bütün ustaca üretilmiş eserlerde olduğu gibi sırlarını onu sadece derinlemesine inceleyenlere açıyor. Usta ressamın sanat yaşamına ve eserlerinin niteliğine baktığımızda 2 önemli şey dikkat çekiyor Leonardo'nun tabloları bakan kişiyi adeta yaşayan birine bakıyormuş gibi içine alıyor ve mükemmel bir gerçeklike sarmalıyor. hatta öyle bir seviyede ki Leonardo'nun kadın çizimlerindeki dudaklar okadar gerçekçi ve güzel ki Tarihi kaynaklarda bir çok erkeğin bu güzelliğe karşı koyamayarak toblodaki kadınları öpmeye çalıştığı yazar. Peki bu gerçekciliği ne sağlamıştır Tarihi kaynaklarda ayrıca Leonarda Da Vinci'nin  tablolarında yüzlerdeki gerçekçiliği vücut çizimlerindeki canlılığı gerçekçi bir şekilde aktarabilmek adına İnsan anatomisini daha iyi anlamasına yardımcı olması amacıyla o dönemin tıp eğitimi için kullanılan deneysel morglarında çalışmıştır. Orada insanı oluşturan kas dokularını yüze canlılığını veren deri tabakayı ve altında yüze al bir görünüm veren damar tabakayı tam anlamıyla kavramış  ve tablolarına hayat vermek için kullanmıştır. Bunu tablolarını günümüzde röntgen benzeri bir cihazla tablonun oluşum katmanlarını inceleyerek anlayabiliyoruz Leonardo tablolarında adeta bir insanı onu oluşturan dokularını yaratırcasına çok katmanlı bir boyama tekniğiyle oluşturmuştur. kısaca anotimi ve tıp bilgisini sanat becerisiyle harmanlamıştır. Ayrıca Leonardo bir doğa bilimciydi Tabiatda ki hayvanları detaylıca inceler anatomilerini öğrenir hareket mekaniklerini derinlemesine araştırırdı bunun etkilerini hem tablolarındaki detaylarda(sık olarak dini resimlerde kullandığı melek kanadı çizimleri doğadaki kuşlardan ilham almıştı) gördüğümüz gibi tasarladığı makinelerde de izlerine rastlayabiliyoruz. Bir kaç beğendiğim örnekle yazımın bu kısmın noktalıyorum 2. bölümde müzikte dsiplinler arası yaklaşım nasıl kullanımış bu inceleyeceğim sanatla ve müzikle kalın.
Örnekler:


(BAZI ESKİZLERİ)





(Anotomi çalışmasındaki eskizleri)











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder